Ülkemizde turizm faaliyetlerine bir bütünlük içerisinde bakıldığında turizm çeşitliliğinin sağlanamadığı, potansiyelin yeterince kullanılamadığı, doğru tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin geliştirilemediği ortadadır.
Ülkemizde turizm faaliyetlerine bir bütünlük içerisinde bakıldığında turizm çeşitliliğinin sağlanamadığı, potansiyelin yeterince kullanılamadığı, doğru tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin geliştirilemediği ortadadır. Mevcut ekonomik yapımıza baktığımızda katma değer sağlayabilecek en önemli sektörlerin başında Turizm gelmektedir.
Türkiye turizminin potansiyeli, mevcut durumun iyileştirilmesiyle birlikte en az 10 katıdır ve 12 ay boyunca tesislerin hizmet vermesi pekâlâ mümkündür. Planlı bir hamleyle pazar payımızı en üst seviyelere çıkarmak hayal değildir.
Daha çok gelir elde ederek pazar payımızı artırmak ancak, şu andakinden daha farklı düşünmek, yol haritamızı küreselrekabete ayak uydurabilecek şekilde oluşturmak ile mümkün olabilecektir.
Bu bağlamda katma değeri yüksek ürün ve hizmet üretimine yönelinmesi, şehir ve bölgelerimizin sahip oldukları değerlerin çeşitlendirilip yüksek gelir sağlayıcı nitelikli ürünler hâline dönüştürülerek yaratıcı yenilikçi stratejiler geliştirilmesi yönünde daha çok çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Bu arada mevcut sorunlara hızla çözüm bulup, tehditleri fırsata dönüştürecek yöntemlerle rekabet gücümüzü en üst seviyeye çıkarmamız zorunluluktur.
Çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara duyarlı, eski sokakların, mahallelerin, metruk yerlerin renovasyonu ile, yöresel değerlerin bütünleştirilmesi ile, korumacı turizmin, işletmelerin, ürünlerin, bölgede öne çıkan turizm kollarının marka bilinirliğini artırmak için etkili pazarlama stratejisinin geliştirilmesi, bölgesel kalkınma ve refah seviyesi için çok önemlidir. Doğal kaynakları bozmadan, mevcut dokuya uygun yapılara yönelmek, farklı deneyimler yaşatacak turizm ürünleri ile bütünleştirmek, büyüyen pazardan yeterli payı almak için yoğunlaşılması gereken önemli bir konudur çünkü ülkemiz her bölgesiyle az bulunur değerlere sahiptir. Bu yaklaşım yerelde rekabet gücünün artmasını dolayısıyla daha fazla turistin bölgeye çekilmesini beraberinde getirecek, ülke itibarına, katma değer yaratılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacak ve turizm ekonomisine ivme kazandıracaktır.
Bu kadar coğrafi avantaja ve zengin kaynaklara, kültüre, tarihe, doğa ve iklime sahip ülkemiz için turizm, konaklamadan ibaret olmamalıdır. Konaklama ve tesis dışındaki yüksek potansiyelin bölgesel değerlerle harmanlanıp çeşitlendirilmesi, daha çok kitleyi çekecek stratejiler geliştirilmesi gerekmektedir.
Mevcut turizm merkezlerimizde (başta Antalya olmak üzere) turistin otel dışına bireysel olarak çıkışında alışveriş ve yemek dışında kaliteli zaman geçireceği, ülke kültür ve sanatına erişebileceği yeterli nitelik ve nicelikte yatırım/işletme yoktur. Bu konuda yatırımcıların bilinçlendirilmesi ve genel olarak “turizm yatırımı eşittir otel“ anlayışından çıkarak turistik şehirlerin/bölgelerin talebini artıracak cazibe merkezleri oluşturulması gerekmektedir.
Büyük ve güçlü markaların başarı hikayelerine bakıldığında, doğru stratejilerle fark yaratarak rakiplerinin önüne geçtiği görülebilmektedir. İyi bir stratejiye sahip olmak; geleceği öngörebilmek, yönetebilmek demektir. Değişim baş döndürücü bir hızla devam ederken, bunu tam anlamıyla kavrayabilmek ve ayak uydurabilmek rekabetçi ve yenilikçi yaklaşımlar gerektirmektedir. Doğru stratejiler ile, imajımıza ve sektörün gelişimine katkı sağlayabilmeliyiz.
Ülkemiz için coğrafi konumunun avantajlarını ve özelliklerini tanıtmak, ticarileştirme konusunda yeterli gücü sağlamak önemlidir. Sadece konforlu tesisler yaparak turizmde devrim yapılamaz. Ancak mevcut değerleri iyileştirerek ve geliştirerek bu hayalin gerçeğe dönüştürülebilmesi mümkündür.
Türkiye turizmi, bireysel tavırlarla büyüyemez, gelişemez. Turizm birlik beraberlik ruhuyla tüm oyuncularıyla takım olmayı gerektirir. Pastadaki payın çoğaltılabilmesi için birlikte hareket etme kültürünün geliştirilmesi gerekir. Türkiyeturizminin hak ettiği seviyeye ulaşması için tüm oyuncular yap-bozun parçası olmalı ve üzerine düşeni en üst seviyede uygulamalıdır. Ayrıca katma değer yaratmaya uygun sektörlerle işbirliği yapılması, ülkemizin, şehirlerimizin tanıtımına, markalaşmasına büyük katkı sağlayacaktır. Yurt dışı tanıtım ve pazarlama açısından PR (halkla ilişkiler ve tanınırlık) değeri yüksek projelerin geliştirilmesi lüks pazar varlığımızın sağlanması adına da önemli bir yaklaşım olacaktır.
Şeffaf bir şekilde dile getirdiğimiz düşüncelerimizle sektörde yeni bir bakış açısı yakalamayı hedefliyoruz. Üçgül Şirketler Grubu - Kadir ÜÇGÜL önderliğinde, Kandil römork - Zeynel Abidin KANDİL , Zen metal - Burak AKKOYUN, Prime Wooden Home - Enes AYHAN ve AllatRA Tiny Homes Tatil Köyü - Süleyman Korkmaz; ortak bir çalışmanın gerekliliğine inanan firma sahipleri öne çıkmışlardır. Türkiye'deki turizmin geleceğiyle ilgili düşüncelerini, temennilerini paylaşanlar olarak geleceği olumlu kazanımlara yönlendirmeye çalışmaya devam edeceğiz.